İSLAM’DA CİHADIN GERÇEĞİ

  • | Sunday, 31 July, 2022
İSLAM’DA CİHADIN GERÇEĞİ

     Türevleriyle birlikte “Cihat” kelimesi, Kur’an-i kerim’de otuz bir kez, “savaş” kelimesi ise sadece dört kez geçmektedir. Kuran'da ve hadis metinlerinde Cihat anlamının, savaş anlamından daha geniş ve daha kapsamlı olduğunu fark ediyoruz.

Cihat, İslam felsefesine göre, genişleme, toprak işgali, başkalarının varlıklarına el koyma, halklara zulmetme veya aşağılama ya da geçmişte ve günümüzde dünyanın büyük medeniyetlerinde savaşın güdücü sebeplerini oluşturan diğer maddi gayeler için yasallaştırılmamıştır. İslam'ın cihad emri, bir öldürme değil bir savaşma emridir. Yani cihad kavramı, saldırı olduğunda saldıran düşmanlara karşı çıkarak onunla savaşmak anlamına gelmektedir. Bu şekilde o saldırganın düşmanlığı önlenir ve saldırı girişimi de bertaraf edilir.

Bilindiği gibi, can ile cihat – yani savaşmak- her müslüman için Farz-ı ayn (Mükellef olan her müslümanın bizzat kendisinin yapması gereken farz) değildir. Askeri kurum, bu görevi yerine getirmek için müslüman bireyler adına hareket eder. Böylece geri kalan bireylerin sorumluluklarında muaf tutulur ve kıyamet günü Allah’ın önünde sorguya çekilmezler.

Savaşma izni ile ilgili Kuran-i Kerimin ilk inen ayeti: “Saldırıya uğrayanlara zulme mâruz kaldıkları için savaş izni verildi. Allah onları muzaffer kılmaya elbette kādirdir. Onlar sırf "Rabbimiz Allah’tır" dediklerinden dolayı haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmıyla diğer kısmını engellemesi olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler -ki oralarda Allah’ın adı çokça anılır- yıkılır giderdi. Allah kendi dinine yardım edenlere muhakkak yardım edecektir. Kuşkusuz Allah güçlüdür, mutlak galiptir”. Bu iki ayet, İslam'da savaşmanın meşruiyetinin mazlumları desteklemek, onlardan adaletsizliği savuşturmak ve diğerleri gibi onların güvenli bir yaşam hakkına sahip olmalarını sağlamakla bağlantılı olduğu konusunda çok açıktır. Bu, hiçbir adil insanın bir gün meşruiyetini inkar edemeyeceği veya şüphe edemeyeceği bir haktır.

İslam ve onun medeniyetini karalamaya çalıştığı bazı Batılı yazarların iddia ettiği gibi, İslamın kılıç dini olduğu kesinlikle doğru değildir. Bu konuda söylenecek çok şey vardır. Ancak bu yazarların dikkatini, inanç özgürlüğünü apaçık ayetlerde teyit eden Kuran'ın aynı zamanda İslam dinini yaymak için kılıç kullanmaya karar veremeyeceğine çekmekle yetineceğiz. Delil ve ispatla ikna yolu dışında İslam dinine davetin yolu yoktur.

İslam'ın kılıç ve zorlamayla yayıldığı yalanının en büyük kanıtı,  İslam'ın şu anda milyonlarca Avrupalı ve Amerikalının arasında yayılıyor olmasıdır.  Öyleyse Avrupalıları ve Amerikalıları İslam dinine yönelmeye zorlayan bu kılıç veya şiddet nerededir?

 

 

 

Print
Tags:
Rate this article:
No rating

Please login or register to post comments.