Myanmar trajedisi hakkında Ezher'in açıklaması
Bismillahi Rahmani Rahim
Myanmar trajedisi hakkında Ezher'in açıklaması:
-Arakanlı müslümanlar, insanlığın daha önce hiç tanık olmadığı barbar saldırılara maruz kalmış durumundalar.
-Küresel vicdanın ölmesi Myanmar'daki bu saldırı ve insan dışı sahnesinin sebebidir.
-İnsan haklarını savunmak için yapılan bütün uluslararası anlaşmalar sadece kağıtta bir boya kalmış hatta yalan kalmış.
-Arakanlı müslümanların maruz kaldıkları bizi ormanlardaki vahşi hayvanların uslübünü hatırlatıyor.
-Oradaki insanlar İslama değil de başka bir dine mensup olsaydı, Uluslararası kuruluşların bambaşka duruşları olacaktı.
-Myanmar'daki dini liderler Ezheri Şerifin çabalarını hiçe sayıp, devlet askerin aşırıcı gruplarla imha operasyonuna anlaşmaya vardılar.
-Müslüman vatandaşlara yapılan bu soykırım Myanmar tarihinde zamanın silemeyeceği bir leke olarak yazılacaktır.
-Bu insan dışı ihlaller karşısında Ezheri Şerif kesinlikle eli kolu bağlı duramaz.
-Bu katliamın durması için Ezheri Şerif hem İslam ülkeleri çapında hem de uluslararası arenada insani hareketler başlatacaktır.
-Bu katliamlar, bugün bütün insanlığın acı çektiği yeni terör saldırıları kışkırtmaktadır.
-Vatandaşlar arasında bu etnik ve dinsel soykırımın durması için insan olmamız hasebiyle yüksek sesle çağrı yapmaktayız.
-Bir eliyle "Nobel" ödülünü tutan, diğer eliyle de "barışı" havada bırakan suçları tebrik eden kişinin çelişkili tutumuna da üzüntü duyma
Ezheri Şerifin açıklaması:
Dünya, geçen günlerde, sosyal medya aracılığıyla yayılan, bir grup insanları öldürme, vatanından kovma, yakma, soykırım operasyonu, Myanmarda hasır kalmış ve iğrenç katliamların kurbanı olmuş genç, yaşlı, çocuk, kadınların korkutucu fotoğraflara şahit olmuştur. Oradaki yetkililer, daha önce insanlığın tanık olmadığı barbar ve vahşi saldırıların baskısı altında insanları vatanlarından çıkmaya zorlamaktadırlar. Bu insanların bazısı açlık, susuzluk, yakıcı güneşte yürüyüş acılarında ölmüş, diğer bazısı da denize açılmaya zorlandıktan sonra deniz dalgalarında boğulmuşlardır.
Kamusal vicdan ve savunanları, onunla beraber de her türlü insan ahlakı ölmemiş olsaydı, bu insan dışı saldırılar hiç olmayacaktı. Kamusal vicdanın ölmesiyle, adalet, hürriyet ve insan hakları sesleri de kesilip yok oldu. İnsan haklarını, dünya barışını, her insan kendi vatanında yaşayabilir hakkını savunan bütün uluslararası anlaşmalar kağıtlarda sadece bir boya kaldı, hatta onun ötesi, yazılması için harcanan boyayı alacak ücretini hakketmeyen bir yalan oldu.
Arakanlı Müslümanların uğradıkları soykırımı, omanlardaki vahşi hayvanların üslubunu hatırlatan bu operasyonları sadece kınamakla yetinmek faydasız kalmaktadır. Aynı şekilde, Müslüman vatandaşların Myanmar yetkililer ve Burma ordusunun düşmanlığından kurtulmaları için, uluslararası ve insani yardım organizasyonların yaptıkları kararsız ve utanç verici dilekleri sadece abes ve zaman kaybı olarak kalmaktadır. Biz çok eminiz ki eğer bu grup vatandaşları Yahudi, Hristyan, Budist, veya İslam'dan başka herhangi bir dine mensup olsalardı, bu uluslararası kuruluşların bambaşka, sert ve hızlı tutumları olacaktı.
Ezheri Şerif "Müslüman Hakimler Meclisi" organizasyon ile beraber, bu senenin başlangıcında, Myanmar'da farklı din ve ırkları temsil eden birkaç genç liderlerini Kahire'de ağırladığı zaman, bu meselenin barış yoluna girmesi için bir adım olarak, Arakan'da çelişen grupların birleşmesi ve fikirlerin yakınlaşması için, Ezher bir girişimde bulundu. Yalnız Myanmar'da bazı dini liderler bu çabaları göz ardı ederek, vicdanları silahlı ordunun birkaç aşırıcı grupla anlaşmalarına izin vermiş, ve Müslüman vatandaşlara yapılan bu etnik temizlik ve soykırıma ortak olmuşlardır. Büyün dinlerin reddettiği bu tutum, Myanmar tarihinde zamanın silemeyeceği bir kara leke olarak yazılmıştır.
Ezheri Şerifin insani ve dini sorumluluğundan ve evrensel mesajına bağlılığından , bu insan dışı ihlalleri karşısında eli kolu bağlı kalması söz konusu olamaz. Myanmar'da bedelini sadece Müslüman vatandaşların ödediği bu katliamın durması için Ezheri Şerif hem İslam ülkeleri çapında hem de uluslararası arenada insani hareketler başlatacaktır. Buradan da Ezheri Şerif dünyada bulunan bütün insan haklarını savunan kurumlara, uluslararası müesseselere bu iğrenç suçların bitmesi için yapılması gereken icraatlarını tamamlamalarını ve bu korkunç ve acımasız suçları işleyenleri yakalayıp savaş suçluları gibi uluslararası mahkemelerinde yargılamalarını istemektedir.
Herkesin de bilmesi gerekiyor ki bu katliamlar, bugün bütün insanlığın acı çektiği yeni terör saldırıları kışkırtan en büyük sebeblerinden biridir.
Buradan, İslam ve Arap ülkelerin kalbi olan Mısır'dan ve Ezher-i Şerif'ten, bütün Arap devletlerinden ve İslam yardım müesseselerinden, özellikle: Güvenlik Konseyi'den ve Arap ve İslam ülkelerindeki karar mevkilerinden, Myanmar yetkililerini doğruluğa ve insafa getirecek, vatandaşlar arasında bu dini ve etnik ayrımcılığı politikalarından vazgeçirecek siyasi ve iktisadi baskılarından başlayarak yapabilecekleri ne varsa yapmalarını çağırıyoruz.
Ezheri Şerif, bir eliyle "Nobel" ödülünü tutan, diğer eliyle de "barışı" havada bırakan suçları tebrik eden kişinin çelişkili tutumuna da üzüntü duyduğunu ilan etmeyi unutmamaktadır.
Son olarak, Burma'daki kardeşlerimize diyoruz ki: bu ahlaksız düşmanlık karşısında iyi tutunun... biz sizinle beraberiz ve yalnız bırakmayacağız... Allah yardımcınızdır... İyi bilin ki Allah bozguncuların amelini iflah etmez.., {Zülme saplanıp gidenler de, nasıl her şeyi değiştirecek bir inkilap ile sarsılıp devrileceklerini takında bileceklerdir.} (Şuara: 227)
Ve selamu aleyküm ue rahmetullahi ue berekatuh.
Çıkış tarihi: 17 Zilhicce 1438h
08 Eylül 2017m
Ahmet Tayyip
Ezheri Şerifin Şeyhi